gallery

3 Aralık 2009 Perşembe

ZAMANIN KIYMETİNİN BİLİNMEDİĞİ ZAMANLAR



Zaman su gibi akıp geçiyor, geçen her bir saniyede hep ileri atılıyoruz.İnsana biçilen ömür de malum. günümüz şartlarında ortalama 60 lı yaşları görenimiz kendini mutlu sanıyor. Yaradan bilir vademizin son kullanma tarihini ama bize düşen üretim aşamamızdan son kullanım tarihimize kadar aldığımız nefesin hakkını verebildik mi veremedik mi? Zaman hızlı geçiyor,tutamıyoruz da meleti! O halde yapılacak bişeyler olmalı diye kendimce kafa yoruyorum. Yapılacak çok şey var bunların için ömür yeter mi? Nereden başlasam? Bir plan program dahilinde amaçlarımı gerçekleştirmem kolay gözüyor uzaktan ama yakından da sesi hoş geliyor mu bakmak lazım.
Gün dediğin 24 saat, uyuduğun süre ortalama 7 saat, iş ortamında bulunduğun süre 9 saat, yolda geçirdigin zaman 1-2 saat (trafik hariç) diger şeylere de 1 saat dersek. Bak sana kaldı en iyi şartlarda 5 saat. Doya doya, bozdur bozdur harca :))
Bu 5 saatte o kadar çok şey sığdırmalısın ki, Bu daracık zaman diliminde;hem karnın doymalı,hem sevdiklerine vakit ayırabilmelisin, bir yandan dinlenmelisin aynı zamanda da kişisel gelişimin, amaçların,hobbilerin vss.. için zaman ayırabilesin. Gelde işin içinden çık! Tutanacak tek dal kalıyor oda haftasonları.Onu da ne kadar verimli geçirdiğimiz ise ayrı bir konu. Velasıl kelam zaman kısa, yapılacak meşakkat çok, insanız bir kere gözümüz aç! Hep daha fazla şeyleri istediğimizden dolayı bu kısıtlı zaman diliminde kendimize bir yer bulmaya çalışıyoruz. Hea bulabiliyorsak ne mutlu ama olmuyor yetmiyor zaman! Hal böyle olunca ERTELİYORUZ aldığımız her kararı. Yaptığımız plan programa da bağlı kalamıyoruz.Bi soran olduğunda da cevabımız hemen hazır ''Doğaçlama yaşıyorum hayatı'' böyle deriz ama biyerlerimizin zorundan söyleriz bu klişe lafları.Gerçekleştiremediğimiz eylemlere bir kılıf uydurmayı çok severiz miletcek! Bunu da iyi beceririz doğrusu. ''Zamanla kıymetini bilirim geçen zamanın'' diye kendimce cümleler eskitiyordum düşüncemde ama O an anladım ki geçen zamanın kıymetini bilenler hakkı rahmetine çoktan kavuşmuştur. Olsa olsa bize düşen görev an'ı hakkıyla yaşamaktır.
''Zamanın kıymetini bilmeyen, zamanla kıymetsiz olur!'' diye güzel bir söz işittim biryerde çok da etkilendim. Açıkçası ne yaparsak kendimize yapıyoruz. Değerimizi tavan yaptırmakta,ayaklar altına aldırmakta yine bizim elimizde!
Zaman demişken aklıma başka bir konu geldi şimdi. Kullanan kişiye,yere,mekana göre acayip değişkenlik gösteriyor bu zaman kavramı. Kimi zaman 1 saatimizi beklemekle boş boş nasıl geçirsem diye düşünürken, diğer yandan 1 dakkikalık zaman bir anda hayatımızın en önemli anı oluverir.
Sinemaya aldığımız biletin seansı 1 saat sonraysa boş boş bekleriz o zaman hiç geçmek bilmez. İşe veya toplantıya geç kalmışızdır bırakın bir saati 1 dakkika hiç olmadığı kadar önemli olurda o an, onun sayesinde durumu kurtarabiliriz.
Maratona katılmış koşusu için saniyeler önemliyken,Satranç oynayan oyuncu için zaman kavramı 2.plandadır. Hastaya geceler uzun ve ızdıraplı geçerken. Aynı geceyi ve aynı an'ı yaşayan eğlence kulübünde eğlenen insanlar için ise zaman su gibi akıp geçer. Bir kaç saniye erken müdahale ile bile insan yaşamı kurtulurken,Bir anlık zevklerle insan yaşamını sonlandırabilir.
Son dakkika golüyle bir takım şampiyon olurken diğer takım ligden düşebilir ya da lig de kalabilir.
Bunun gibi sayısız örnekler vermek isterdim ama aklıma şimdilik bunlar geliyor.
Zamanın kıymetini bir maraton koşucusu gibi saniyelerle yarışarak ama bir hasta gibi geceyi uzun bilerek yaşamak dileğiyle.
Ertelemeden değerine kıymetler katarak geçireceğimiz en güzel zamanlar bizlerin olsun...

SEvgiler,
SAygılar...

0 yorum:

Yorum Gönder