gallery

9 Aralık 2009 Çarşamba

HERŞEY ZAMANINDA GÜZELDİR


Gül dalında dikeniyle birlikte henüz solmadan güzeldir. Kopardın mı bir kere ondan ne koku kalır etrafta, ne de canlılığı bizi etkiler koparılmadan önceki haliye.Meyve ve sebzeler zamanında ve dalından koparılıp yenirse tatlıdır. Mevsim dışı zamanlarda, seralarda yetiştirilip hormon katılmadan henüz genleri değiştirilmeden önce yenilmelidir. O zaman yediğinden tat alır insan.
Genç insanın fikirleri gençken olgunlaşır, genç hayallerini en çok gençliğinde gerçekleştirebilir.Risk aldığı dönem en çok bu zamanlardır.Yaş ilerledikçe hayata artık aynı heyecanla bakamaz.
Artık daha temkinlidir olan bitene.
İnsan sağlıklıyken mutludur. Sağlığı yerindeyken huzurludur. Yapacaklarını işte bu zaman dilimlerine sığdırmalıdır. Hastalık zamanları sağlığın değerini anlamak için geç kalınmış zamanlardır. Sıhhatin önemi aslında zamanında bilinmelidir.
Sevdiklerinle geçirebileceğin en güzel anlar, henüz onlar hayattayken değerlidir. Onları kaybettikten sonra onlara artık sevdiğini söyleyemezsin! Dokunamazsın,gözlerini içine bakıp kırılmış kalbini yeniden alamazsın! Geç kalınmış kıymet bilmek, değer vermek artık geç kalınmış beyhude bir çabadır. Sağken sevdiklerine değer vermeyi bilinmelidir insan! Herşey zamanında güzeldir...
İnsan çocukken çoçukluğunu yaşayabilmeli, büyükken sorumluluğunu bilmelidir. Büyükken çoçuklarla aşık atmaması gerektiğini de bilmelidir. Mesela vaktinde yapılan ibadet diğerlerinden daha değerlidir. Gençken yapılan ibadetle yaşlanınca yapmak arasında dağlar kadar fark vardır. Vakti gelmiş namazı kılmakla,kazaya bırakılmış namazı kılmak aynı karı kazandırmaz sevap hanenize.
Fırsat zamanında elde tutulursa değer kazanılır. Kaçtıktan sonra ancak ardından dövünülür!
İlk aşk adı üzerinde ilktir.Bir zamanı vardır o zaman diliminde yaşanıldığında güzeldir. Hafızalarda nedense hep o kalır.Aşkın işte o zamanlarda gözü kördür! O zaman iştahlıdır. O an ''aşk için ölmeli aşk ozaman aşk'' şarkısı işte o zaman değerlidir.Sonrasında yaşanılan aşklar başkalaşmıştır.Maymun da gözünü çoktan açmıştır artık!
Eğitim hayatı eğitim sürecinde güzeldir ve önemlidir. Eğitim sürecinden uzaklaştıktan sonra elinize kitap almakta zorlanırsınız başka bir sınava girmeye cesaret edemezsiniz. Bilgiler tazeyken, canlıyken faydalıdır. Sonrasında ne yaparsanız daha fazla mücadele vermek zorunda kalır, çabalar durursunuz! Okul arkadaşları okuldayken güzeldir(istisnalar hariç) Okuldan sonra ''Nerde eski günler'' diye içgeçirmekten öteye gidip,ayak üstü 5 dakikalık muhabetten başka paylaşacağınız bişey kalmamıştır artık.
Ağaç yaşken eğilir, çoçuklara vereceğin eğitim de en ufak yaştan başlar.Yaş ilerledikçe fazla birşey öğretemezsin artık ona.Öğrenmeye en aç olduğu zamanlar bu dönemlerdir. İşte eğitim,öğretim bu zamanda güzeldir.
Hayatımıza dair önemli kararları, yerinde ve zamanında alırsak güzeldir.Sonrasında mutsuzluklara ve pişmanlıklara neden olabilir! (evlilik,çoçuk,iş,aile vss )
Bir yere gitmemiz gerektiği zamanlarda (düğün,nişan,bebek görmek,hasta ziyareti vss) O an orda olmamız gereklidir. Sonradan bu eylemi yerine getirmek hiçbirşey ifade etmemektedir. Kırılan kalp zamanında alınmalıdır.
Özlenen yolu beklenen zamanında gelmelidir. Çaresiz olduğun an beklenen kişi değerlidir. Sonrasında oda herkes gibidir.
Herneye bilet aldıysan zamanında gitmelisin sonradan gittiğinde gidenin ardına bakar kalırsın.
Mesela öteki dünya (ahiret) için hazırlığımızı şimdiden yapmalıyız 2 dakkika sonraya çıkacağımıza garanti henüz verilmemiştir.
Örneğin bu yazıya zamanında yorum yazılmalıdır! 1 ay sonrasında yazılan yorum aynı lezzeti vermeyebilir :)))

Felan feşmekan örnekler uzatılabilir (Aklınıza gelen varsa ekleyebilirsiniz) aklıma geldikçe yazarım devamını inşallah. Hazırlık yapmadan yazdığımdan dolayı ancak bu kadar malzeme çıkıyor, kusura bakmayın :))
Son olarak özcümle; HERŞEY ZAMANINDA GÜZELDİR.
Sevdiklerinizi henüz yanınızdayken değer verin, kaybettikten sonra değil!!!
SEvgilerimle...

Alıntı bir hikaye ile yazıma son veriyorum..

AKREP İLE AHTAPOT'un AŞKI

Çok uzak bir adada yaşayan güzeller güzeli ahtapot ve çok yakışıklı bir akrep birbirlerine aşık olmuşlar.
Fakat ikisi de birbirinden korkuyormuş.
Ahtapot akrep den onu zehirli iğnesiyle sokar diye, akrep ise ahtapotun uzun kolları onu boğar diye…
Fakat daha fazla dayanamayarak ikisi de birbirlerine kollarını uzatmışlar.
Ahtapot "en kötü ihtimalle bir kolumu veririm, nasıl olsa yerine yenisi gelir" diye düşünmüş. Akrep ise "Onun için kendimi feda edebilirim" demiş.
Birbirlerini çok seviyorlarmış. O kadar mutlularmış ki bütün hayvanlar çok kıskanıyormuş onları...
Zamanla akrep den sıkılmaya başlamış ahtapot, aklında açık denizler varmış hep.
Oralara gidip başka hayvanlarla tanışmanın hayalini kuruyormuş. Güzelliğini bu şekilde geçirmemek için Okyanuslara doğru yüzmeye başlamış.
Terk edilen akrep günlerce sahilde onun dönmesini beklemiş.
Ardından çok ağlamış fakat göz pınarları olmadığı için, hep içine akmış gözyaşları. Okyanusların en güzel sularında süzülen ahtapot yeni yerler gördükçe işte gerçek mutluluk diye düşünüyormuş içinden.
Akrebi çoktan unutmuş.
Derken birden bir balıkçı ağına dolanmış olarak bulmuş kendisini. Kurtulmaya çalıştıkça daha çok dolanıyormuş.
Onu gemiye çekmişler. Balıkçılar ahtapotun kollarını kesip geri denize atmışlar. Kesilen kollarıysa içki masalarında meze olarak kullanılmak üzere bir restorana satılacakmış.
Canı çok yanan ve ne yapacağını bilemeyen ahtapot eski aşkı akrebe dönmeye karar vermiş fakat kolları olmadığı için yüzemiyormuş artık.
Terk edilen akrepse onsuz olmaktansa ölmeyi tercih etmiş ve zehirli iğnesiyle kendisini sokmuş. Diğer hayvanlardan yardım isteyen ahtapot akrebe ulaşmak üzereymiş
Akrebin yanına vardığında ise akrebi ölmek üzereyken yakalamış.
Akrep son nefesini verirken "evet işte ben bu güzellik için kendimi feda ettim" demiş içinden. Gerçek aşkının akrep olduğu anlamış ahtapot.
Ama artık ne ahtapotun onu saracak kolları kalmış,
ne de akrebin onu tekrar sevebilecek kalbi...

0 yorum:

Yorum Gönder